Astronomi Tanımı Nedir?
Dünyamızın da içinde yer aldığı evren ve evrenin içindeki olayları konu alan bilim dalıdır. Kısaca tarif edebileceğimiz şekilde astronomi; evrendeki bulunan cisimlerin ve maddelerin, hareket kanunlarını, meydana geliş sebeplerini, geçirdikleri evreleri ve değişiklikleri, ortaya koymaya çalışır ve bunlarla ilgili yasa üretir.
Astronominin Tarihçesi
Yıldızların hareketlerinden farklı olarak gök cisimleri, gezegenler olarak sınıflandırılmış ve bu konuda çeşitli yıldız haritaları oluşturuldu.
Her yeni keşfedilen gezegenlere isim verilmiş ve böylece oluşturulan yıldız haritaları sistematik bir hale getirildi. Bilinen ilk gökyüzü gözlemleri; Babiller zamanında yapıldı. Gece ve gündüzün sınıflandırılıp 12 eşit parçaya bölünmesi bu zamanda bulunan bir bilgidir.
Mısırlılar, Babillerden aldıkları bilgileri geliştirdi ve daha ileriye götürdü. Piramitlerin inşa edilmesi ve birtakım yıldızlara göre konumlarının belirlenmesi bu olguyu gösterir.
Eski Yunan medeniyetinde, Thales ve Pyhagoras gibi bilginler astronomi ile yakından ilgilendiler. İskendireye’de bulunan Eratosthenes, M.Ö.3. yüzyılda dünyanın çevresini doğruya yakın bir ölçüde hesaplayan bilgindir. M.Ö.2. yüzyılda yaşayan Hipparchus, o çağların tanınmış astronomi bilginidir. Güneş merkezli teorisi ile çağın ötesinde bir bilgiye sahip olduğunu gösterdi.
Hipparchus aynı zamanda yıl ve ayın uzunluklarını, büyük bir hassasiyetle hesapladı ve oldukça sistemli bir yıldız haritası hazırladı. 850 yıldızın yerlerini ve nasıl olduklarını eserlerinde verdi ve parlaklıklarına göre bu yıldızları sınıflandırdı. Hipparchus’un yaptığı bu sınıflandırma, günümüzde bile kullanılıyor.
Ptolemi, Hipparchus’un çalışmalarına dayanarak, kâinat teorisi oluşturdu ve bu teori geçerliliğini 1400 sene kadar korudu.
Modern Astronomiye Geçiş
Kopernik (1473–1543) gök cisimlerinin hareketlerini güneş merkezli olduğunu açıklayarak modern astronomiye geçişi sağladı. Kopernik sisteminin eksik noktası, fiziksel bir temele dayanmaması idi.
Galileo (1564 – 1642) ve Newton (1642 – 1727), Kopernik sisteminin kinematik ve dinamik yönlerini de açılayarak, modern astronomiye büyük bir katkıda bulundular.
Johannes Keppler (1571 – 1630) üç kanundan oluşan, “Gezegensel Hareket Kanunu” buldu. Bu kanunlarda; gezegenler, merkezlerinde güneş bulunan bir elips yörünge üzerinde hareket ediyorlardı. Gezegenler güneş etrafındaki yörüngelerinde hareket ederlerken, güneş ile gezegeni birleştiren doğru, eşit zamanlarda bulundukları yörüngeleri tarıyorlardı. Güneşin dönüş periyotları karesi, güneşe olan ortalama mesafenin küpleri ile orantılıydı.
Keppler bu kanunları bulmak için 20 yılını, deneme yanılma yolu ile harcadı. Newton’un 1687’de yerçekimi kanununu bulması ile Kepplerin bu kanunları mekanik bir temele oturdu.
Modern Astronominin Dalları Nelerdir?
Astrofizik: Gök cisimlerinin düzeni, enerji kaynakları ve enerji dağılımlarını inceleyen, astronominin yan kollarından bir tanesidir.
Gök Mekaniği: Gök cisimlerinin hareketlerinden doğan olayları inceleyen bilim koludur.
Kozmoloji: Evrende bulunan galaksilerin dağılımını ve neden olduklarını araştıran, astronominin yan kollarından birisidir.
Astronometri: Gök cisimlerinin pozisyonlarını, gezegenlerin ve yıldızların hareketleri ile yıldızların uzaklığı ile ilgili olayları inceler. Fotometri, tam spektroskopi olarak da adlandırılır. Uzaydan kaynaklı radyasyon miktarını ölçer.
Astronomide Kullanılan Aletler
Optik Teleskop: Astronominin tanınan en eski aletlerinden birisidir. Yeryüzünden, gökcisimlerini gözlemlemeye yarar. Günümüzde uzayda, dünya yörüngesine oturtulan dev optik teleskoplar bulunur. Bu teleskoplar artık güneş sisteminin yakınlarında bulunan galaksileri incelememizi sağlar.
Radyo Teleskop: Modern astronomide kullanılan en büyük buluşlardan bir tanesidir. Gök cisimlerinin yaydığı radyasyon miktarını ölçmeye yarar. Bu sayede optik teleskoplar ile fark edilemeyen gök cisimleri, radyo teleskopları sayesinde keşfedilebildi. Özellikle pulsar ve quasar denilen özel cisimlerin keşfinde büyük rol oynadı.
Tayf Çeker: Gök cisimlerinin ışık spektrumlarının belirlenmesinde kullanılan alettir.
Modern astronominin kullandığı çeşitli aletler de mevcuttur. Bütün bu aletler modern astronominin gelişmesinde büyük katkıları olan icatlardır.
Astronominin Çalışma Konuları Nelerdir?
Güneş: Astronomi tarihinde en çok incelenen ve merak edilen gök cismi oldu. Teleskopun icadından binlerce sene önce, Çinli astronomlar güneşte meydana gelen lekeleri tespit edebilmişlerdir. 16. Yüzyılda Galileo ise kendi icadı olan küçük teleskopu ile güneşte bazı tespitlerde bulundu.
Günümüzde modern astronomi adına yapılan incelemelerde, güneşte meydana gelen radyasyon ve güneşin manyetik alanı ile dünyanın manyetik alanı arasındaki ilişki mercek altına alınır.
Güneş Rüzgârı: Korana akımı dış sınırı diye bilinen güneşin dış yüzeyi, uzaya sürekli radyasyon yayar. Korona tabakasında radyasyon ve elektrik yüklü parçacık akışı vardır. Kromosferde dönemsel olarak güneş patlamalarına paralel olarak büyük bulutlar güneşten ayrılır. Bu durum güneş atmosferinde güneş rüzgârlarının oluşma kaynağıdır.
Fotosfer: Güneşin görünen yüzüne verilen addır. Bu tabakada güneş lekeleri meydana gelir. Güneş lekeleri, güneşte olan büyük olayların merkezi konumundadır. Kendisini çevreleyen fotosfer tabakasından daha serin ve soğuk bölgelerdir. En büyük sebebi ise güneşte meydana gelen manyetik etkileşimlerdir. Yani bu bölgelerde manyetik olaylar daha şiddetli meydana gelir. Güneş lekeleri sonucu dünya atmosferi üzerinde jeomanyetik fırtınalara sebep olur.
Güneş Sistemi: Endülüslü büyük bilginlerden, Nureddin el- Batruci tarafından, helyosentrik gezegen sistemi geliştirildi.
Ay Dünya ve Gezegenler
Günümüzde bile dünyanın uydusu Ay hala gizemini korumaktadır. Ay hakkında birçok bilgiye sahip olmamıza rağmen, bilmediklerimiz çok fazladır. Ay ile Dünyanın etkileşimi, astronominin ilgilisini çeken konulardandır. Bilindiği gibi Ay’ın etkisi ile Dünya üzerindeki sularda gelgit etkisi yaşanır. Ama Dünyanın uydusu olan Ay’ın tam olarak Dünyaya ne gibi etkileri olduğu günümüzde bile sırrını korumaya devam eder.
Yıldızlar: Astronomi alanının ikinci en önemli konularından bir tanesidir. İçinde yaşadığımız Samanyolu Galaksisi de dahil olmak üzere yüz milyarlarca yıldız bulunur. Eski çağda Avrupalılar, yıldızları gök kubbe altında asılı ışıklar zannederlerdi. Yunan astronomları yıldızları, güneşler olarak değerlendirdiler. Günümüze kadar yıldızların gerçek anlamda yapısını yeni öğreniyoruz.
Modern astronominin ilgilendiği önemli konulardan bir tanesi de Quasarlardır. Uzaydaki en büyük gök cisimleri olarak tahmin edilir. Optik teleskoplar ile değil de radyo teleskoplar sayesinde tespit edildiler. Quasarların gerçek boyutları, günümüzde tahminden öteye gidemedi.
İçinde bulunduğumuz yüzyılda insanoğlu, astronomi adına içinde yaşayabileceğimiz dünya gibi yeni gezegenler bulma peşinde. Astronomi günümüzde gelişmeye devam ediyor. Günümüzde bile evrende olan olaylar hakkında çok az bilgiye sahibiz. Hala esrarını koruyan enerjiler ve gök cisimleri mevcut. Bunlardan belki de astronomi bilimini en çok meşgul edenler arasında “Kara Delikler” bulunur. Işık dahil hiçbir şeyin kaçamadığı bu cisimlerin bazı özellikleri teorik olarak tespit edilebilmişse bile hala gizemini korumaya devam eder ve beraberinde birçok soruyu getirir.
Astronominin çığır açan en büyük yatırımı kuşkusuz Edwin Hubble anısına yapılan ve dünya yörüngesine oturtulan “Hubble Teleskopu”dur. Hubble Teleskopu sayesinde astronomi bilimi adeta sıçrama yaşadı.
İnsanoğlunun merakı sayesinde içinde yaşadığımız güneş sistemi ve evren gizemlerinin kapılarını açmaya devam edecek.