Gebelikte Röntgen Çektirmek
Hamilelikte röntgen çektirmek ya da çektirmek zorunda olmak büyük bir stres kaynağı haline geliyor. Çünkü radyasyon kelimesi dahi insanların tümü için bir endişe yaratıyor. Radyasyonun insan sağlığı üzerinde nasıl bir etki yaptığını tartışmaya gerek yok. Özellikle Çernobil faciası, bu etkiyi tüm dünyanın gözleri önüne serdi. Sakatlıklar, hastalıklar, kanser ve ölüm…
Radyasyon Nedir?
Bilindiği gibi maddeler atomlardan oluşur. Atomları oluşturan ise çekirdeklerinin etrafında dolaşan elektronlardır. Çekirdek pozitif yüklü ise onu çevreleyen elektronlar negatif yüklüdür. Atomu dengede tutan da işte bu artı ve eksilerdir. Doğanın kanunu olan buraya kadar her şey olağan... Bazı atom parçaları fazla enerji yüklüdür ve dengesini korumak için bu enerjiden kurtulması gerekir. Kurtulmak için de enerji ya da elektronun fazlasını dışarıya yayar. İşte atomdan etrafa yayılan bu parçacık veya enerji radyasyondur.
Yani akıllarda yer ettiği gibi radyasyon doğadan ayrı bir enerji değil, doğanın bir parçası. Dünya üzerinde yaşayan tüm canlılar ki buna insanlar da dahil zaten yer kabuğundan, güneşten, uzaydan radyasyon alıyorlar. Ancak bu tamamen doğal bir radyasyon. Bir de bilimsel çalışmalar, teknolojik aletler gibi insan yağımı maddelerden yayılan radyasyon vardır. Bu radyasyonun tahmin edebileceğiniz gibi doğal olduğunu söylemek olanaksız.
Her radyasyon canlılara zarar vermez. Örneğin elektromanyetik dalgalar da bir radyasyondur. Ancak elektromanyetik dalgalar canlılara zarar vermez. Kanser yapmaz, sakatlığa neden olmaz, öldürmez.
Peki, canlılara zarar veren radyasyon nelerde bulunur? Canlılara zarar veren radyasyon iyonize radyasyondur. İyonize radyasyona neden olan maddeler de alfa, beta ve gamma enerjilerinde mevcut. Bu 3 farklı enerji arasında en masum olanı alfa ışınlarıdır. Çünkü çok düşük enerjiler olduğundan kağıt dahi bu ışınları engellemeye yeter. Beta biraz daha zararlıdır çünkü alfadan daha yüksek enerjiye sahiptir. Kağıt beta ışınlarını kesmeye yetmez, en az alüminyum bir levha gerekir.
Konuyu farklı bir yönüyle ele alalım. İyonize radyasyon yani canlılara zarar veren radyasyon, maddelerdeki atomların elektronlarını ayıracak kadar güçlü bir enerji türüne sahip olan atomlardır. Canlıları etkilediğinde canlının DNA yapısını bozabilir. Hatta hücre ölümlerinin meydana gelmesi dahi iyonize radyasyon için hiç zor bir işlem değildir. Peki, bu etki iyonize radyasyona maruz kalındığında hemen ortaya çıkar mı, hayır.
Öncelikle iyonize radyasyona ne kadar süre maruz kalındığı, ne kadar güçlü bir radyasyona maruz kalındığı, vücudun hangi bölgelerinin radyasyona maruz kaldığına bağlı olarak bu husus değişkenlik gösterir. Kısacası doz, süre ve şiddet üçgeni içerisinde canlının radyasyondan ne oranda etkileneceği değişirken hiç etkilenmemiş de olabilir. Sadece ciltte kızarıklığa da yol açabilir, cilt kanserine de… DNA yapısının bozulmasına da neden olabilir, hücrenin genetik yapısında da hiçbir değişime neden olmayabilir. Bazı etkiler kendini yıllar sonra belli ederken bazı etkiler hemen ortaya çıkabilir.
Röntgen Nedir?
Röntgen ışınları veya X ışınları yüksek enerjili radyasyondur. Bu ışınlar temas ettikleri maddelerde elektron kaybına neden olabilir. Bu maddelerin iyonize olmalarına da sebebiyet verebilir. Ancak tanı amacıyla kullanılan filmlerin çekilmesi için bu ışınlara ihtiyaç var. Ne oranda kullanıldıklarına bağlı olarak hücre bölünmesine, DNA’nın bozulmasına neden olabilirler. Üstelik iyonize radyasyondan en kolay etkilenen hücrelerin hızlı bölünen hücreler olduğu anlaşıldı. Hızlı bölünen hücreye bir örnek ister misiniz; gelişmekte olan fetus ve ona ait tüm dokular. Yani anne karnındaki bebek.
Röntgen çekilirken cilde temas eden ışınların vücut içerisinde seyahat etmemesine dikkat edilmesi gerekir. Hamile bir kadının el filmi çekildiğinde bu ışınlar vücutta ilerleyerek rahme ulaşmaz. Ancak rahim filmi için aynı durum geçerli değil.
Radyasyon Nasıl Ölçülür?
Radyoaktif bir kaynaktan insan vücuduna ulaşan radyasyonun miktarı farklı birimlerle ölçülebilir. Bu birimleri sievert, rad, rem ve röntgen olarak sıralayabiliriz. Farklı birimlerin ölçümde kullanılmasının nedeni vücuttaki her dokunun farklı oranlarda radyasyon alıyor olmasıdır.
Hamilelikte Röntgen Zararlı mıdır?
Radyoaktif ışınların hastalıkların teşhisinde son derece önemli ve faydalı olduğu bilinir. Özellikle röntgen ışınları çoğu zaman farklı bir tetkike gerek bırakmaz. Özellikle vücut içerisinde yaşayan patolojilerin tespit edilmesi için X ışınları kullanılmadan önce vücut açılır, hekim tarafından bakılır ve yeniden dikilirdi. Teşhis ancak böyle konurdu. X ışınlarının tıpta kullanılması tıp alanında büyük bir km taşıdır.
Çoğu zaman röntgen çektirmemiz gerektiğinde herhangi bir endişe duymayız. Ancak hamile bir kadının röntgen çektirmesi gerektiğinde X ışınlarının tıptaki faydası değil, canlı üzerindeki etkisi ağır basar. İşte bu durumda maksimum hassasiyet ile röntgen çektirilmesi gerekir.
Radyoaktif ışınlar hızlı bölünen hücreler üzerinde elbette daha etkilidir. Ancak vücudun bu ışınlara ne kadar süre maruz kaldığı ve ne oranda ışın ile vücudun temas ettiği de bu zararın belirleyicisidir. Bu konuda da gerekli araştırmalar yapıldığı için hangi durumda anne karnındaki bebeğin röntgen ışınlarından etkilendiği artık bir bilinmez değil!
Araştırmalara göre fetusa zarar verebilecek düzeyde olan radyasyon dozu 5 rad. bu dozun hiçbir radyoloji tekniği ile ulaşılamayacak yüksek bir doz olduğunu belirtmeliyiz. Fetus bu dozun altında radyasyona maruz kalırsa kesinlikle zarar görmez mi? Kesinlikle diyemeyiz ancak 5 rad altındaki dozdan fetusun etkilenme olasılığı çok düşük.
Örneğin Amerikan Aile Hekimliği Akademisi “hamilelik sırasında çekilen röntgen filmleri güvenlidir” diyor. Açıkçası Amerika’da hamile kadınlar bu konuda pek endişe yaşamıyor. Gözü kapalı röntgen odasına girebiliyorlar. Onların bu denli rahat olmasının nedenini mi düşünüyorsunuz? Çünkü onlar şunu biliyor: Anne adayının güneş, uzay gibi doğadan sadece 3 günde aldığı radyasyon düzeyine röntgen filmleri ile ulaşması için tam 21 adet diş röntgen filmi çektirmesi gerekiyor.
“Ama benim akciğer filmi çektirmem gerekiyor” diyorsanız röntgeni çektirdiğinizde bebeğinize sadece 0.05 milirad radyasyonun ulaşacağını belirtelim. Yani bebeğinizin çektirdiğiniz röntgen filminden zarar görme olasılığı yok denecek kadar az ve bir o kadar da uzak bir ihtimal. Peki, diğer röntgen filmlerinin bebeğinize ne kadar radyasyon ulaştırdığını merak ediyor musunuz? Hemen paylaşalım.
Röntgen filmi | Bebeğe ulaşan radyasyon dozu |
Kafa | 50 mrad |
Boyun ve ense | 50 mrad |
Göğüs | 50 mrad |
Mammografi | 50 mrad |
Myelography | 500 mrad |
Üst gastrointestinal | 500 mrad |
Diş | 0.02 mrad |
IVP | 1 rad |
Bel | 400 |
Pelvis | 400 |
Bu tablodan sizin de anladığınız gibi karın bölgesine çok yakın bölgeler üzerinde çekilen röntgen filmlerinde dahi, bebeğe ulaşan doz, ona zarar verebilecek dozun çok altında kalıyor. Ayrıca film çekilmesi esnasında karın bölgesinin üzerine kurşun gömlek konulabilir. Bu sayede ışınların daha az oranda karın bölgesine temas etmesi hatta dozuna bağlı olarak hiç temas etmemesi sağlanabilir.
Hamilelikte Röntgen Çekilmesi ve Radyasyon?
Eğer adet gecikmesi henüz olmamışken ya da birkaç günlük bir gecikme söz konusu iken röntgen filmi çektirdiyseniz, bebeğinizin sakat doğacağı, ileride kanser olacağı gibi endişelerle gebeliğinizi sonlandırmayın. Çünkü bu durumda bebeğin radyoaktif ışınlardan etkilenme oranı yok denecek kadar azdır.
Radyasyona maruz kalındığında hamilelik haftasına göre ortaya çıkabilecek etkiler şöyledir:
1. Malformasyon ve Prental Ölüm: Döllenmeden sonraki ilk 8 gün en duyarlı olunan dönemdir. Bu dönemde alınan radyasyon, hamile kadınların % 50 ila % 75’inde düşüğe neden oluyor. Ancak düşük adet kanamasına yakın veya adet döneminde gerçekleştiğinden çoğu zaman fark edilmez. Fark edilen oran sadece % 10 ila % 15 civarında. 100 raddan daha yüksek oranda radyasyona maruz kalan insanlarda nelerin ortaya çıkacağına dair bir veri yok. Ancak tahminler bebek rahme yerleşmeden önce 5-10 rad radyasyon alınmasının düşüğe veya anomalilere neden olabileceği yönünde.
2. Gelişme Geriliği: Döllenmeden sonraki 8. gün – 56. gün arasında kalan dönem en duyarlı olunan dönemdir. Japonya’ya atılan atom bombasından sağ çıkanlar üzerinde bir araştırma yapıldı. 25 rad radyasyona maruz kalan hamilelerin bebekleri incelendi. Bu bebeklerin daha kısa boylu, daha hafif ve aynı zamanda kafa çaplarının da daha küçük olduğu saptandı.
3. Nörolojik Etkiler: Döllenme sonrası 2. hafta – 15. hafta arasında kalan dönem en duyarlı olunan dönemdir. Japonya’da atom bombasından kurtulanlar üzerinde yapılan araştırma bu konuya da ışık tutuyor. En sık karşılaşılan anomali mikrosefali yani kafanın küçük olması. Aslında mikrosefali durumuna zeka geriliği de eşlik eder. Ancak radyasyondan kaynaklanan mikrosefali vakalarının yalnızca % 25’inde zeka geriliği de vardı.
4. Şiddetli Zeka Geriliği: Hamileliğin 8. haftası – 15. haftası arasında kalan dönem en duyarlı olunan dönemdir. Gözem verileri yine atom bombasından alınan radyasyona ait. Alınan her rad başına % 0.4 oranında şiddetli zeka geriliği gözlemlendi. 1 raddan daha az radyasyona maruz kalanlarda şiddetli zeka geriliği görülmedi. Gebeliğin 8-25 haftalarında radyasyon alan bebeklerde her 100 rad için zeka düzeylerinde 25 puanlık bir azalma, bebeklerin ileriki yaşamlarında da epilepsi (sara) hastalığına daha sık yakalandıkları gözlemlendi.
5. Kanser: Yüksek dozda radyasyonun kansere neden olduğu bilinir. Ancak kanser etkisinin uzun süre sonra ortaya çıktığı da bilinmektedir. Anne karnındayken alınan her 1 rad radyasyon için çocukluk çağı kanserlerindeki artış 3000’de 1 veya 2 oluyor.
Hamilelik döneminde tanı amacıyla röntgen çekilmesi sonrasında bebeklerde kanser görülme riski, radyasyonun dozu ve gebelik yaşına göre şöyledir:
Gebelik yaşı | 0 rad | 1 rad | 5 rad | 10 rad |
1. trimester | 0,07 | 0,25 | 0,88 | 1,75 |
2 ve 3 trimester | 0,07 | 0,12 | 0,3 | 0,52 |
Hamilelikte Röntgen ve Radyasyon Sonrası Öneriler
- Hamilelik oluşmadan önce tanısal röntgen filmlerinin çektirilmiş olması, gebeliğin sonlandırılması için tek başına bir neden değildir.
- Hamileliğin 2. haftası ve 8. haftası arasında kalan dönemde 15 raddan daha az dozda radyasyona maruz kalınması, gebeliğin sonlandırılmasını gerektirmez. Teratojen ilaç kullanımı gibi bir faktör duruma eşlik ettiğinde hamileliğin sonlandırılması düşünülebilir.
- Hamileliğin 2. haftası ve 8. haftası arasında kalan dönemde 15 raddan daha fazla radyasyon alınması durumunda gebeliğin sonlandırılması uygundur.
- Gebeliğin 8. haftası - 15. haftası arasında kalan dönemde 5 raddan daha düşük dozda radyasyona maruz kalınması gebeliğin sonlandırılmasını gerektirmez. Bu dönemde 5 – 15 rad arasında radyasyon dozuna ilave bir faktörün eşlik etmesi durumunda gebelik sonlandırılabilir. Daha yüksek dozda radyasyon temasında gebeliğin sonlandırılması daha uygundur.