Kaan Bartunun Dünyaya Geliş Öyküsü
Hamileliğim sorunsuz geçti diyebilirim, babanın çok üstüme düşmesi ve de mide bulantılarım hariç, meyve ve yoğurt yemektense helak olmuştum :) ve son haftama gelmiş olmama rağmen sadece 5 kilo almıştım, beni arkadan görenler hamile bir kadın olduğumu anlamıyorlardı bile, yanıma geldiklerinde karnımda futbol topu taşımadığımı anlayıp, aaa kuş kadar çocuk doğurursun sen, ye biraz diyorlardı. Bu korku beni de aldı tabi, ya bebeğim minicik doğarsa :( doktorumla konuşuyordum,
- kaç kilo doğar?
- merak etmeyin çok sağlıklı bir bebek ve 2800 gr doğar vaktinde gelirse...
Tahmini tarih 08.07.06 idi :) ama son kontrolde doktor senin o kadar beklemeyeceğini söyledi... söyledi de... sen ona pek inanmamıştım galiba :) babanla dahada sabırsızlandık erkenci olacağını öğrenince, ama sen bir türlü gelmek bilmiyordun, bir ara seni ömür boyu karnımda taşıyacağımı sandık, öyle olmadı tabi!!
Babaannen gelecekti doğum için Türkiye'den, malum kayınvalide gelecek evi temizlemek lazım :) 06.07.06 da başladım ben temizliğe, camları bile sildim ve babana dedim ki, bir tuhaflık var bende, bu çocuk bu gece bizi hastaneye götürtür, ama ağrım yoktu. Baban sabahcı çalışıyordu o zaman sabah 6'da işte olması gerekiyordu, beni o gece uyku tutmadı, habire tuvalete gitmem gerekiyor sonra bir baktım bir terslik var, altıma mı kaçırdım ne? Saat 12 miydi hatırlamıyorum.
- Kalk Tamer benden şu geldi?
- Bu suyun o su olduğundan eminmişin?
- Hayır
- Ağrın var mı?
- Yoook
- Eeee iyi aşkım ben yatayım sabah işe gidicem, yan komşuyu arayalım ona bi soralım...
Yanda bi Türk daha var, gece saat 12 komşu uyandırılır :)
- Benden biraz su geldi
- Ne kadar?
- Çok az
- Ağrın var mı?
- Yok
- Yat o zaman birşey olmaz daha :)
Baban yatar, beni uyku tutmaz, internette doğum başlangıçlarını araştırmaya başlarım, işte orda yazdığı gibi.. Komşunun içine dert olur, telefon çalar...
- Ya siz genede bi gidinde gelin...
Baban kalkmış, nedendir bilmem (kendide hala bilmiyor) gecenin yarısı çöp kutularını toplamış banyoya girmiş onları yıkıyor :) ya ben bi doğurabilir miyim :) neyse, dedi ki ;
- En iyisi bir gidelim de bize yok daha var yanlış alarm desinler dönelim yoksa uyuyamayacağız, sabah ta iş var!
Annen giyinmiş topuklu terlikler, kolunda çanta, kakara kıkırı hastaneye.. baban,
- Eğer bugün doğurursan pek ilginç olur, hiç hayallerimde güle güle doğuma gitmek yok ta
Babanın hayallerinde arabayı hastanın önüne panikle gelişi güzel bırakmak, kapının dışındaki çanı (Almanya'da doğumhanelerin dışında çan var, doğuma geldiğini acil olduğunu belirtmek için onu çalıyorsun doktor, ebe falan geliyor.) çok güçlü çalmak vardı. Tabi öyle olmadı, gece hastane boş olduğundan ve bende de sancı olmadığından arabayı güzelce park ettik, sanki hastaneye değilde dondurmacıya gider gibi babanın koluna girdim, ama canı çalmak şart! Şartta benim nerem acil?
Baban çana hafifçe dokundu, çok ötmesin diye de hemen dilini tuttu. Bi ebe geldi, bizi içeri aldı, içeride genç bi çift daha vardı, ebe onlara yanlış alarm daha doğuma var dedi ve yolladı, bizde gülüyor, bizede aynını diyecek diyoruz, kontrol edildi ve
- Evet doğum başlamış eşyalarınız yanınızda mı dendi!
- Heeee? başlamış mı? nasil?
Babanı görmeliydin, sevinecek mi? Ne yapacak bilemedi :) ama çok ustaydı. Ne var ki burdan sonrası bu kadar kolay geçmedi...
Saatler geçiyor ve benim ağrılarım şiddetleniyordu, baban hamilelik kursunda öğrendiği tüm masajları yapmaya başladı. Hiç birşey kar etmiyor 13 saat geçti herşey normal (?) Suda doğum istemiştik suda başaramadık, ağrılara dayanma gücüm kalmamıştı, parmağıma iğne batsa ortalığı ayağa kaldıran benden gık çıkmıyordu, baban en büyük desteğimdi ve seni kollarıma alabileceğimi bilmek...
Olmayacağını anlayınca epidural yapmaya karar verdiler hani şu sırttan iğne yaparak uyuşturma yöntemi, birşeyler ters gidiyor ben uyuşmuyordum, ama artık bekleyemezlerdi, sen çoktan doğum kanalına girmişsin, ve sterngücker imişsin yani ters bakıyormuşsun (bknz: Bebeğin Ters Durması) bu daha da zorlaştırdı, kendini itmiyormuşsun, vakum getirdiler, bize sormaya bile fırsat yoktu. Baban hayatımda ilk kez doktorun panik yaptığını gördüm dedi, vakumda ise yaramadı, olmuyordu bi türlü, doktor:
- Uyuştunuz mu dedi?
- Hayır dedim.
ama o an önemsizdi, bir kaç makas darbesi hatırlıyorum, hatta hiç unutmuyorum :) ilk çığlığım o an geldi, seni kucağıma attı doktor onun yapması gereken işler vardı benimle daha :) ellerim titriyordu, sen kucağımdaydın, baban ağlıyordu, makası ona uzattılar, kordonunu kesti :) o kadar çirkinmişsin ki upuzun kafan varmış böceğim, ama bana o dakika dünyanın en güzel bebeğiymişsin gibi geldi.
Tam 3860 gr doğdun ve 51 cm :) oysa ben toplam 5 kilo almıştım :) tabi talihsizlik bu kadarla da kalmadı, iç kanama geçirmişim, doktorlar tekrar panikle geldiler bana bir oksijen maskesi uzatıldı sen babanın kucağındasın, baban ağlayarak sana ve bana bakıyor, bana endişelenme aşkım diyerek :) endişelenmiyorum ki, Allah bana mükemmel bi armağan verdi :) Anne olmamı nasip etti.
Derler ya, ölseydim de gam yemezdim. Doktor sen bu halinle kocaman bir bebek doğurdun bunuda atlatacaksın diyor, atlatırım elbet, Allah izin versinde ben artık oğlum için yaşayayım :) çok şükür, ikimizde ölümden döndük, ama döndük, başardık, çok iyi bir ekiptik, baban mükemmeldi gerçekten, o olmadan başaramazdım ve ona göre ben bir o dokuz doğurmuş :)
Seni çok seviyoruz oğlum herşeye değersin, iyi ki varsın!
Allah senin ömrüne ömür katsın.
<< Önceki Hikaye Sonraki Hikaye >>